24 Saat İçinde Bilgi ve Teklif Alın: Turunuzu Rezerve Edin

Avatar photo
Tarafından, Unplugged Routes
  • 19 Görüntüleme
  • 5 Dakika Okuma
  • (0) Yorum

Roma’nın Tor Marancia bölgesi, yıllardır düşük gelirli ailelerin yaşadığı, yüksek suç oranları ve sosyal sorunlarla mücadele eden, çoğunlukla şehrin göz ardı edilen mahallelerinden biri olarak biliniyordu. Tor Marancia’nın suçla olan bağlantısı, bölgenin tarihsel gelişimiyle yakından ilişkilidir. 1930’lu yıllarda, ekonomik sıkıntı çeken aileler ve iş bulmak amacıyla Roma’ya göç edenler için bir yerleşim yeri olarak kurulan Tor Marancia, hızlıca Roma’nın dışlanan mahallelerinden biri haline geldi. Düşük gelirli ailelerin yaşadığı, işsizlik ve yoksullukla mücadele eden bu bölge, zamanla yüksek suç oranlarıyla anılmaya başlandı.

 

Bölgedeki yaşam koşulları özellikle 1930’lar ve 1940’larda çok kötüydü. Sık sık yaşanan sel baskınlarından dolayı “Shanghai” olarak adlandırılan bu mahalle, altyapı yetersizlikleri ve devam eden ekonomik zorluklar nedeniyle toplumun marjinalleşmiş bir kesimini barındırıyordu. 

 

Big City Life: Mahallenin Yeniden Doğuşu 

2015 yılında başlatılan Big City Life projesi, mahalleyi suçla anılan bir yer olmaktan 

çıkararak devasa açık hava müzesine dönüştürdü ve hem yerel halkın hem de turistlerin ilgisini çekmeye başladı. Stefano Antonelli’nin küratörlüğünde başlatılan bu proje, suç ve sosyal dışlanmanın yoğun olduğu bir mahallede sanatı sosyal değişim aracı olarak kullandı. Proje, 22 uluslararası sanatçının 11 binanın cephelerini tuval gibi kullanmalarıyla başladı ve Roma’nın en dikkat çeken sokak sanatı alanlarından biri haline geldi.

 

Mahalle Halkının Katılımı ve Suç Algısındaki Değişim

Mahalle halkı projeye büyük bir ilgiyle katıldı ve sürecin sonunda bölgenin suç algısı da büyük ölçüde değişti. Bunda önemli bir etken, mahalle sakinlerinin projenin başından itibaren sürece dahil edilmesi ve projeyi sahiplenmesi oldu. Sanatçılar ve yerel halk birlikte çalışarak bölgeye dair olumsuz algıları kırmayı başardılar. Yapılan çalışmalar, Tor Marancia’daki sanat eserlerinin sadece birer görsel şov olmadığını, aynı zamanda mahallenin yaşadığı sorunları dile getiren ve sosyal dönüşümü tetikleyen bir unsur olduğunu gösterdi. Bu süreçte suç oranlarının azalması, mahallede yaşayanların daha güvenli bir ortamda kendilerini ifade edebilmelerine olanak sağladı. Sanat, yerel halk arasında bir aidiyet duygusu yaratırken, aynı zamanda dışarıdan gelenlerin de ilgisini çekerek mahalleyi canlı bir kültürel merkez haline getirdi. Big City Life, sanatın yalnızca duvarları değil, hayatları da değiştirebileceğinin en iyi örneklerinden biri.

 

Rakamlarla Tor Marancia Projesi

Big City Life projesi kapsamında, 5000 metrekareden fazla alan boyandı. Sanatçılar, toplamda 500 litre boya ve yüzlerce sprey boya kullandı. 70 dairede yaşayan yaklaşık 500 kişi, proje boyunca çeşitli etkinliklere katılarak sürecin aktif bir parçası haline geldi. Bu katılım, projenin yalnızca sanatsal bir etkinlik olmasının ötesine geçerek sosyal bir dönüşüm hareketi olarak anılmasını sağladı ve Tor Marancia’nın daha geniş bir kitle tarafından tanınmasına olanak tanıdı.

 

Eserlerin Sosyal Mesajları ve Anlamları

Tor Marancia’daki eserler, estetik birer sanat eseri olmanın ötesinde derin sosyal ve kültürel mesajlar içeriyor. Seth’in “Bambino Redentore” adlı eseri, mahalledeki çocukların yaşadığı zorluklara ve onların umut dolu geleceğine dikkat çekerken, Diamond adlı sanatçının “La Madonna di Shanghai” eseri, farklı kültürlerin bir arada var olma temasını işliyor. Bu eserler, bir yandan yerel halkın yaşadığı zorlukları gözler önüne sererken, diğer yandan umut ve değişim mesajı veriyor.

Sanatçılar, bölge halkının geçmişine, değerlerine ve zorluklarına saygı duyarak eserlerini tasarladı. Her bir duvar resmi, yalnızca bölgenin fiziksel görünümünü dönüştürmekle kalmadı; aynı zamanda mahallede yaşayan insanların günlük hayatlarına da dokundu. Eserler, mahalle sakinlerinin ortak geçmişini ve paylaştıkları değerleri yansıttığı için halk tarafından büyük bir coşkuyla karşılandı.

 

SatOne’ın “Cascata di parole” eseri, kelimeler aracılığıyla iletişimi ve sosyal bağları vurgularken, Pantonio’nun “Il Ponentino” adlı eseri, deniz canlılarıyla çevrelenen bir yaşam döngüsünü simgeliyor. Eserler, yalnızca estetik bir dönüşümü değil, aynı zamanda bölgedeki sosyal ve kültürel yapıyı da etkileyen bir değişimi ifade ediyor.

 

Sanatın Sosyal Etkisi: Dönüşümün Başarıları

Tor Marancia’nın bu devasa dönüşümü, sanatın kentsel yaşamın bir parçası olarak nasıl birleştirici ve dönüştürücü bir rol oynayabileceğini kanıtlıyor. Ziyaretçiler, bu mahallede sadece sanat eserlerini değil, aynı zamanda bir topluluğun sanatı sahiplenerek nasıl yeniden doğduğunu deneyimliyor. Tor Marancia, suçla mücadelenin sadece güvenlik önlemleriyle değil, toplumsal aidiyet ve sanatla da mümkün olabileceğini gösterirken, diğer marjinalleşmiş bölgeler için de ilham verici bir örnek oluşturuyor.

Yorum bırakın:

Your email address will not be published.