24 Saat İçinde Bilgi ve Teklif Alın: Turunuzu Rezerve Edin

Avatar photo
Tarafından, Unplugged Routes
  • 26 Görüntüleme
  • 6 Dakika Okuma
  • (0) Yorum

Roma’ya gelen birçok ziyaretçinin yolunun kesildiği, dar sokakları, tarih kokan binaları ve yaşam dolu atmosferiyle kendine hayran bırakan bir mahalle: Trastevere. Şehrin kalbinde ama bir o kadar da farklı bir ruhu olan bu büyüleyici bölge, sadece turistler için değil, Romalılar için de vazgeçilmez bir nokta. Mahallenin adı, Latince Trans Tiberim, yani “Tiber’in öteki yakası” ifadesinden geliyor ve “nehir ötesinde” olması sebebiyle şehri ziyaret edenler tarafından uzak bir yer gibi algılanabiliyor. Oysa Kolezyum’dan yalnızca 3 km, Piazza Venezia’dan 2,5 km ve San Pietro’dan 2 km mesafede olan bu mahalle, tahmin ettiğinizden çok daha merkezi bir konumda ve üstelik birbirinden etkileyici hikâyeler barındırıyor.

Trastevere ve Tiber Nehri: Sel Baskınlarının Gölgesinde Bir Tarih

Nehir boyunca uzanan şehirlerin tarihine baktığımızda sel felaketleri kaçınılmaz bir gerçeklik olarak karşımıza çıkar. Nitekim Roma da bu felaketlerden nasibini fazlasıyla alıyor. Şehrin kurucuları olarak bilinen Romulus ve Remus kardeşlerin efsanesinde bile, bir sel taşkınının etkisi bulunuyor. Tarih boyunca nehrin yükselerek 15 ila 20 metreyi bulması nedeniyle en çok zarar gören bölgeler arasında, Yahudi Mahallesi (Ghetto) ve Trastevere oluyor ve özellikle 1400’lerin sonundan 1600’lerin sonuna kadarki dönemde, birçoğu ağır kayıplara yol açan 12 sel baskını yaşanıyor. Nihayet 1875 yılında alınan radikal bir karar ile Tiber boyunca bugün gördüğümüz nehir duvarları inşa ediliyor ve 1926’da tamamlanan bu projeyle birlikte sel felaketleri kontrol altına alınıyor ve şehirde en son taşkın, 1937’de yaşanıyor.

Isola Tiberina: Tarihi ve Efsaneleriyle Nehrin Kalbindeki Ada

Tiber Nehri’nin ortasında bulunan Isola Tiberina, sadece estetik güzelliğiyle değil, taşıdığı tarih ve efsanelerle de dikkat çekiyor. M.Ö. 3. yüzyılın sonlarında Roma’yı veba salgını sarınca, Romalılar tıp tanrısı Asklepios’un yardımına başvurmuş ve rahipleri taşıyan bir gemiyi tanrının kutsal kenti olan Epidauros’a göndermişti. Efsaneye göre, bu ziyaret sonrası Roma’ya getirilen yılanın gemiden Isola Tiberina’ya atlamasıyla, ada bir şifa merkezi haline geldi. Ayrıca şehrin dışında güvenli bir mesafede kalması nedeniyle karantina bölgesi olarak da hizmet vermeye devam etti.

Nitekim 16. yüzyılda Aziz Giovanni di Dio tarafından kurulan tarikatla aynı ismi taşıyan ve Isola Tiberina üzerinde yer alan Fatebenefratelli Hastanesi, yıllar içerisinde Avrupa’nın en ilerici sağlık kurumlarından birine dönüşmüştü. Ancak burayı asıl unutulmaz kılan olay, 1943’te Nazi işgaline karşı doktorların “K Sendromu” adını verdikleri sahte bir hastalıkla Yahudileri koruma altına almaları oldu. Nazi askerlerinin hastalığın bulaşıcı olduğuna inanarak hastaneye girmemesi sayesinde, buraya sığınan Yahudiler toplama kamplarına gönderilmekten kurtarılmıştı. Fakat adanın Yahudi topluluğuyla bağlantısı daha önceki dönemlere dayanmaktaydı. 16. yüzyılın sonlarında çıkarılan bir Papalık fermanıyla “Ghetto” olarak adlandırılan Yahudi mahallesi kurulmuş ve Roma’daki Yahudi topluluğunun hayatına ciddi kısıtlamalar getirilmişti. Ghetto’da yaşam koşullarının çok kötü olmasından dolayı kurulan Opera Pia Ebraica adlı hayır kurumu, 1800’lerin başına kadar sağlık faaliyetlerine devam etmişti. 1834’te yaşanan korkunç kolera salgınının ardından, Ghetto’ya yakınlığı nedeniyle Isola Tiberina’daki bir manastır binası, Yahudi Hastanesi’ne dönüştürülmek üzere Yahudi topluluğuna tahsis edilmiş, 1911 yılında ise resmi bir kuruma dönüşmüştü.

Trastevere: Orta Çağ’dan Bugüne Korunan Miras

Trastevere’nin dar sokakları, düzensiz binaları ve aşınmış cepheleri, Orta Çağ’ın organik şehirleşme tarzını yansıtıyor. Nehrin şekline uyum sağlayan kıvrımlı yollar ve küçük meydanlar, mahalleye labirent hissi veriyor. Sokakların tamamı Arnavut kaldırımıyla döşeli, dar ve yüksek binalar ise savunma amaçlı inşa edilen kule tarzı yapılardan oluşuyor. Pastel tonlardaki bu yapılar, geleneksel kireç ve toprak pigmentleriyle boyanmış, sıvaları dökülmüş ve yosun tutmuş haliyle otantik bir ruh taşıyor. Mahalle Mussolini döneminde büyük şehir planlama projelerinin dışında bırakıldığı için bugün hâlâ orijinalliğini korumakta.

Trastevere’nin yaşam tarzı da bir o kadar otantik. Geçmişte zanaatkârlar, balıkçılar ve küçük esnafın yaşadığı mahalle, bugün kültürel etkinliklerin ve sosyalleşmenin merkezi haline gelmiş durumda. Meydanları, kafeleri, bağımsız kitapevleri ve butik dükkanlarıyla ziyaretçilere eşsiz bir deneyim ve görsel tablo sunuyor.

Sinema ve Trastevere: Pasolini ve Daha Fazlası

Trastevere, sinemanın büyük ustalarından Pier Paolo Pasolini’nin de ilgi odağı olmuş bir mahalle. 1961 yapımı Accattone ve 1962 yapımı Mamma Roma filmlerinin bazı sahneleri burada geçer. Trastevere ile özdeşleştirilen bir diğer isim de, “Sadece Trastevere sokaklarında gerçekten kendim olabiliyorum” diyen, İtalyan sinemasının en ünlü kadın oyuncularından Anna Magnani.

Burada çekilen diğer ünlü filmler arasında Ladri di Biciclette, Romanzo Criminale ve La Grande Bellezza gibi yapıtlar yer alıyor. Sinema aşıkları için Trastevere, barındırdığı köklü miras sayesinde dev bir açık hava film seti gibi.

Trastevere’nin İkonik Meydanları

Bugün Trastevere’nin kalbi, birbirinden birkaç dakikalık yüzüme mesafesinde yer alan Piazza Santa Maria in Trastevere, Piazza San Calisto ve Piazza San Cosimato meydanları arasında atıyor. Özellikle 1969’dan beri hizmet veren ve Roma’nın en ikonik mekânlarından biri olarak kabul edilen Bar San Calisto, salaş ama bir o kadar da samimi bir buluşma noktası.

Piazza di San Cosimato ise yaz aylarında Trastevere’nin açık hava sinemasına dönüşüyor. Mahallenin sinemayla bağı o kadar kuvvetli ki, 2012’de kapatılan Cinema America’nın lüks apartmanlar ve otoparka dönüştürülmesi projesine karşı koyan bir grup genç, mahalle halkının da desteğiyle 2 yıl boyunca sinemayı işgal ediyor. Sinemanın tahliye edilmesinin ardından dernekleşen gençler, bugün meydanda Roma’nın en popüler açık hava sinemasını işletiyor. Piazza di San Cosimato, aynı zamanda 70’li yılların ortasından 90’ların başına kadar İtalya’yı kasıp kavuran suç çetesi Banda della Magliana’nın önemli liderlerinden birinin de öldürüldüğü yer. Mahalleyi Unplugged Routes ile keşfedenler, çetenin Trastevere koluna dair birbirinden ilginç hikâyeler de dinleyebilecek.

Trastevere, Roma’ya antik ve yakın tarih arasında köprü işlevi gören, her köşesinde yaşanmışlığın izlerini bulabileceğiniz sürprizlerle dolu bir mahalle. Orta Çağ dokusunu koruyan dar sokakları, geçmişin yankılarını taşıyan binaları ve her daim canlı atmosferinin yanı sıra, bilinmeyen yönleriyle de sizi büyüleyecek. Turistik Trastevere’yi bir kenara bırakın ve Roma’nın samimi yüzünü keşfetmeye hazır olun!

Yorum bırakın:

Your email address will not be published.