24 Saat İçinde Bilgi ve Teklif Alın: Turunuzu Rezerve Edin

Avatar photo
Tarafından, Unplugged Routes
  • 23 Görüntüleme
  • 5 Dakika Okuma
  • (0) Yorum

Roma, yüzyıllar boyunca dünyanın hayranlıkla izlediği bir şehir olmuştur. Ancak şehrin ihtişamlı antik kalıntıları ve barok meydanlarının ötesinde, yerel yaşamı ve tarihsel dönüşümü yansıtan mahalleleri de var. Bu mahallelerden biri olan Garbatella, kendine özgü mimarisi, sosyal tarihindeki önemi ve eşsiz atmosferiyle Roma’nın en dikkat çeken yerleşim yerlerinden biri. 

 

Garbatella’nın Doğuşu: Città Giardino Vizyonu

Garbatella, 1920 yılında Benito Mussolini liderliğindeki faşist hükümet tarafından Roma’nın sanayileşen bölgelerindeki işçiler için bir sosyal konut mahallesi olarak tasarlandı. Ancak bu mahalle, basit bir konut projesinden çok daha fazlasını temsil ediyordu. O dönemde Avrupa’da popüler olan città giardino (bahçe kent) konsepti, Garbatella’nın planlanmasında temel ilham kaynağı oldu.

 

Bahçe kent, 19. yüzyılın sonunda İngiltere’de Ebenezer Howard tarafından geliştirilmiş bir şehircilik modelidir. Bu model, yoğun şehir merkezlerinden kaçış ve doğayla iç içe, daha sağlıklı yaşam alanları oluşturma fikrine dayanıyordu. Garbatella’da bu fikir, yeşil alanlarla çevrili küçük yerleşim birimleri, avlular ve bahçeler aracılığıyla hayata geçirildi. Bu düzenleme, mahallenin sakinlerine sadece bir ev değil, aynı zamanda güçlü sosyal bağlar kurabilecekleri bir topluluk ortamı sunmayı hedefliyordu.

 

Mahallenin adı hakkında ise çeşitli düşünceler vardır. Kimileri Garbatella isminin nazik ve canayakın bir yerel han sahibesi olan “garbata ostella” dan geldiğini; kimileri estetik özellikleri nedeniyle “zarif, ruhu okşayan” anlamına gelen “garbato” kelimesinden türediğini; kimileri ise inşasının başladığı dönemde kırsal bir alan olan bölgede ekimi yaygın olan “vite barbata” adlı üzüm bağlarına gönderme yaptığını iddia etmektedir.

 

Lotto Yapıları: Garbatella’nın Mimari Dokusunu Yaratan Unsurlar

Garbatella’nın yapı grupları olan “lotto”lar, mahallenin en dikkat çekici unsurlarından biridir. Mahallede toplamda 62 adet lotto bulunur ve bu yapılar, dönemin mimarlarının sosyal ve estetik kaygılarını birleştirdiği eserler olarak öne çıkar.

 

Lotto yapıları, özellikle işçi sınıfı aileleri için tasarlanmıştır. Her bir lotto, içinde birden fazla daire bulunan apartman bloklarından oluşur. Daireler, o dönemin standartlarına göre oldukça küçük olsa da, ortak avlular ve bahçeler sayesinde sosyal yaşamı teşvik edecek şekilde planlanmıştır. Bu avlular, yıllar boyunca çocukların oyun oynadığı, komşuların bir araya geldiği ve topluluk ruhunun güçlendiği alanlar olmuş ve mahallenin bugünkü sıcak ruhunu korumasına katkıda bulunmuştur.

 

Her bir lotto, Garbatella’nın karakteristik mimari tarzını yansıtan detaylara sahiptir. Yapılarda, 20. yüzyılın başında Roma’da ortaya çıkan barocchetto romano (Roma usulü barok) tarzı hakimdir. Bu tarz, barok mimarinin süslemeciliğini korurken, sade ve ekonomik bir estetik anlayışla yeniden yorumlanmıştır. Barocchetto romano’nun Garbatella’daki en belirgin özellikleri kemerli pencereler ve kapılar, süslemeli balkonlar ve cepheler, pastel renk paletleri ve başta tuğla ve tüf taşı olmak üzere yerel malzemelerin kullanımıdır. Yapıların her biri mimarların özgün dokunuşlarıyla farklılık gösterse de, bu tarzın yaygın olarak kullanılması mahalle genelinde uyumlu bir estetik anlayış yaratılmıştır. 

 

Albergo Rosso: Mahallenin Kalbinde Kiremit Kırmızısı Bir Dev

41, 42, 43 ve 44 numaralı lotto yapıları, işlev ve mimari özellikler açısından diğerlerinden oldukça farklıydı. Bu 4 blok için İtalyancada bugün “otel” anlamına gelen fakat kökeni itibarıyla “geçici olarak barınılan mekân” anlamı taşıyan “albergo” kelimesi seçilmiş ve her bir barınma kompleksi, renklerine göre adlandırılmıştı. Sosyal konut işlevi gören bu yapıların kendilerine ait kreşleri, okulları, kiliseleri, çamaşırhaneleri olduğundan, ağırladıkları aileler diğerlerine kıyasla daha bağımsız bir yaşam sürebiliyorlardı.

 

Garbatella’nın en ikonik yapılarından biri olan ve 42 numaralı lotto’ya karşılık gelen Albergo Rosso, mahallenin kuruluş yıllarında inşa edilen ve dikkat çekici kırmızı cephesiyle öne çıkar. 1920’lerde faşist hükümet tarafından işçiler için geçici konaklama alanı olarak tasarlanan bu yapı, sadece mimarisiyle değil, mahallenin sosyal hafızasındaki yeriyle de büyük önem taşır.

 

Albergo Rosso’nun mimarisi, geometrik sadeliği ve canlı renkleriyle dikkat çeker. Ortak kullanım alanları, sakinlerin bir araya gelip sosyalleşmelerini teşvik edecek şekilde tasarlanmıştır. Mimar Innocenzo Sabatini tarafından 1927-29 yılları arasında inşa edilen Albergo Rosso, İkinci Dünya Savaşı sırasında bombalanmış ve burada yaşayan 50 kişi hayatını kaybetmiştir. Yapının etkileyici saat kulesi, bu olayın anısını canlı tutmak adına yıllar boyunca bombaların düştüğü saat olan 11:25’i göstermiş ve Garbatella’daki toplumsal dayanışmanın bir sembolü haline gelmiştir.

 

Garbatella’nın Yeniden Doğuşu

Son yıllarda Garbatella, Roma’nın alternatif ve hip mahallelerinden biri olarak yeniden popülerlik kazanmıştır. Vintage mağazalar, sanat galerileri ve yerel kafelerle dolup taşan mahalle, Roma’yı farklı bir perspektiften deneyimlemek isteyenler için cazibe merkezi haline gelmiştir. Huzur veren yeşil alanları ve lotto yapıların nostaljik dokusu, mahallenin çifte ruhunun getirdiği dinamizmi dengeleyen unsurlar olarak öne çıkar.

 

Şehrin modernleşme ve toplumsal değişim süreçlerini yansıtan Garbatella, sokak sanatıyla da kendisinden bahsettirmektedir. Albergo Rosso’dan lotto yapılarına, bahçe kent vizyonundan barocchetto romano’nun estetik zarafetine kadar her bir detay, bu mahallenin eşsiz hikayesini oluşturur. Eğer Roma’yı sadece tarih kitaplarında anlatılan yönüyle değil, yaşayan ve dönüşen bir şehir olarak keşfetmek istiyorsanız, Garbatella tam size göre!

Yorum bırakın:

Your email address will not be published.