24 Saat İçinde Bilgi ve Teklif Alın: Turunuzu Rezerve Edin

Avatar photo
Tarafından, Unplugged Routes
  • 33 Görüntüleme
  • 6 Dakika Okuma
  • (0) Yorum

Roma’nın Pigneto mahallesinde dolaşırken, Almanca yazılmış bir tabela dikkatinizi çekebilir. Tabelanın işaret ettiği Sparwasser adlı mekân, Via del Pigneto üzerinde yer alan ve 23 Kasım 2015’te kurulan bir ARCI kulübüdür. 1957 yılında Floransa’da kurulan ve açılımı “Associazione Ricreativa e Culturale Italiana” olan ARCI, İtalya’nın ulusal çapta faaliyet gösteren en büyük kültürel ve sosyal derneklerinden biridir. ARCI, kültür, sanat, sosyal dayanışma ve vatandaşlık haklarını teşvik eder ve toplumdaki eşitsizliklere dikkat çekmeyi, dayanışmayı artırmayı ve sosyal katılımı teşvik etmeyi amaçlar. Bugün İtalya genelinde 4000’in üzerinde merkez ve kulüpten oluşan bir ağa sahiptir.

 

İşte bu ARCI kulüplerinden biri olan Sparwasser, şehrin entelektüel merkezlerinden biri olan Pigneto mahallesinde kültürel, sosyal ve sanatsal etkinliklere ev sahipliği yaparak, farklı nesillerin bir araya geldiği bir buluşma noktasına dönüşmüştür. Müzik, sanat sergileri, eğitim faaliyetleri ve sosyal dayanışma projeleriyle tanınan Sparwasser, özellikle yerel topluluğun katılımını teşvik eder. Pandemi döneminde, mekânını evsizler için barınma alanına dönüştürerek toplumsal sorumluluk bilincini göstermiştir. Peki Sparwasser isminin nereden geldiğini biliyor musunuz?

 

Jürgen Sparwasser: Bir Gol, İki Almanya

Doğu Almanyalı eski futbolcu Jürgen Sparwasser, attığı bir golle adını tarihe kazıyan, sadece futbolla değil, aynı zamanda siyasi bir sembolle anılan bir figürdür. 1974 Dünya Kupası’nda Batı Almanya’ya karşı attığı unutulmaz golle tanınan Sparwasser, bu golle iki Almanya arasındaki çatışmaları ve ayrılıkları yeniden gün yüzüne çıkarmıştır. Sparwasser’ın hikayesi, futbolun sadece bir spor olmadığını, aynı zamanda büyük siyasi ve sosyal olayları da yansıtabileceğini gösteren etkileyici bir örnektir.

 

Doğu Almanya’nın Umudu: Sparwasser’in İlk Yılları

1950’lerde futbol dünyasına adım atan ve kısa sürede teknik becerisi ve azmiyle dikkat çeken Jürgen Sparwasser, Doğu Almanya’nın Magdeburg takımında oynamaya başlamıştı. O dönemde Doğu – Batı Almanya rekabetinin en yoğun olarak hissedildiği alanlardan biri de spordu. Sporcular, temsil ettikleri ülkenin ideolojisini ve gücünü gösteren semboller olarak görülüyordu.

 

Magdeburg’da gösterdiği performansla milli takıma seçilen Sparwasser, o dönem Doğu Almanya’nın yetiştirdiği en başarılı sporcularından biri olarak kabul ediliyordu. Batı Almanya’nın ev sahipliğinde gerçekleşecek olan 1974 Dünya Kupası hazırlıkları sırasında, futbolculardan beklenti çok büyüktü. Doğu Almanya’nın Batı Almanya ile ilk (ve tek) kez karşılaşacağı maçta oyuncular, aynı zamanda ülkenin gururu için de sahadaydılar.

 

1974 Dünya Kupası: Unutulmaz Gol

20 Haziran 1974 tarihinde Hamburg’da oynanan maç, Dünya Kupası tarihine damga vurdu. O güne kadar iki Almanya’nın hiçbir resmi müsabakada karşılaşmamış olması, bu maçı bir futbol maçının ötesine taşıyordu. Her iki ülke için de prestij meselesi ve ideolojik bir zafer anlamına gelen bu mücadelede Sparwasser, maçın ikinci yarısında, dakikalar 77’yi gösterirken attığı golle hayatının değişeceğini bilemezdi. Doğu Almanya’nın Batı Almanya’ya karşı elde ettiği tek galibiyeti simgeleyen bu zafer, Doğu Almanya’da büyük bir coşkuyla kutlandı ve Doğu Almanya’nın Batı Almanya üzerindeki üstünlüğünün bir simgesi olarak gösterildi. Batı Almanya maçı ise kaybetmiş olsa da turnuvaya devam etti ve sonunda 1974 Dünya Kupası’nı evine götüren takım oldu. Ancak Sparwasser’ın golü, bir futbol maçındaki yenilginin çok ötesinde, gerek siyasetçiler gerekse halk tarafından beklenmedik bir darbe olarak algılandı ve derin bir yankı yarattı. 

 

Siyasi Bir Sembol: “Kahraman” mı “hain” mi?

Sparwasser’ın golü, Doğu Almanya’da sosyalist yönetim tarafından büyük bir propaganda malzemesi olarak kullanıldı ve Sparwasser, Doğu Almanya’nın Batı’ya karşı kazandığı zaferin bir simgesi haline getirildi. Ülke çapında halkı birleştirici bir güç olarak lanse edilen galibiyet, Sparwasser’ı Doğu’da bir halk kahramanına, Batı’da ise bir haine dönüştürdü. İlerleyen yıllarda sadece bir futbolcu olarak değil, aynı zamanda sosyalist rejimin yüzü olarak anılmak, zamanla onun için taşıması oldukça güç bir yük haline geldi.

 

Batı Almanya’ya Kaçış

1979’a kadar profesyonel futbolculuk yapmaya devam eden Sparwasser, futbolu bırakmasının ardından futbolla bağını koparmadı ve antrenörlük lisansı alarak Magdeburg’da yardımcı antrenörlük yapmaya başladı. 1980’lerin sonunda, Doğu Almanya’daki siyasi ve sosyal durum giderek zorlaşmıştı. 10 Ocak 1988’de Saarbrücken’de düzenlenen efsaneler maçında Magdeburg takımıyla sahaya çıkan Sparwasser, maçın ardından daha önce planladığı şekilde ailesiyle birlikte bir daha dönmemek üzere Batı Almanya’ya kaçtı. Doğu Almanya’nın haber ajansı Allgemeiner Deutscher Nachrichtendienst (ADN), olaya ilişkin yaptığı açıklamada “Anti-sportif güçler, efsaneler maçını Jürgen Sparwasser’ı kandırmak için kullandı. Sparwasser, takımına ihanet etmiştir,” ifadelerini kullanmış; haberi alan Stasi albaylarından biri ise “Başka herkes tamam, ama Sparwasser yapmayacaktı…” demişti.

 

Sparwasser bu firarla, Doğu Almanya’nın sosyalist sisteminden uzaklaşarak özgürlüğe adım atmış oldu. Bu hareketiyle, sadece ülkesini değil, aynı zamanda üzerine yüklenen ideolojik sembolleri de geride bırakmak istemişti. Sonraki yıllarda verdiği röportajlarda, o golün sadece bir futbol maçı kazanmak amacıyla atıldığını ve siyasi bir çekişmenin parçası olmayı hiçbir zaman istemediğini ısrarla vurguladı. Sparwasser’ın o maçta giydiği 14 numaralı forma, 2003 yılında Alman bir iş insanı tarafından açık artırmayla satın alınarak Bonn’daki Tarih Müzesi’ne (Haus der Geschichte) bağışlandı.

 

Sparwasser’ın Mirası

Bugün Jurgen Sparwasser, sadece bir futbolcu olarak değil, iki ülke arasındaki siyasi çatışmanın ortasında kalan bir insan olarak da hatırlanıyor. Sparwasser’ın yaşadıkları, futbolun gücünü ve toplum üzerindeki etkisini açıkça gösterirken, özellikle ideolojik baskının ne kadar zorlayıcı olabileceğini ortaya koyuyor. İtalya’da bazı kesimler “Batı’ya haddini bildiren işçi çocuğu” olarak adlandırdıkları Sparwasser’ı bir kahraman olarak hatırlarken, onun düşündürücü hikayesi, futbolun bazen bir oyundan çok daha fazlası olabileceğini ve sporun, siyasi olaylar karşısında insan hayatını nasıl şekillendirebileceğini gözler önüne seriyor. Unplugged Routes ile İtalya’yı birbirinden çarpıcı futbol hikayeleri eşliğinde keşfetmenin tam zamanı!

Yorum bırakın:

Your email address will not be published.